Navigation: Home

God Of War Serisi

~GOD OF WAR SERİSİ~
God Of War I:God of War Sony Computer Entertainment'e bağlı Santa Monica tarafından geliştirilen ve PlayStation 2 konsolu için 22 Mart 2005'te satışa sunulan video oyunu. Yunan Mitolojisi'ne dayanan ve aksiyon-macera türünde olan oyun, God of War serisinin piyasaya sürülen ilk oyunu olmasına karşın, seride kronolojik olarak ikinci sırada yer almaktadır.
Eleştirmenlerden ve oyunculardan oldukça olumlu tepkiler alan oyun, Academy of Interactive Arts & Sciences tarafından verilen "Yılın Oyunu" dahil pek çok ödül kazandı. God of War, IGN'nin 2007'de hazırladığı en iyi 25 PlayStation 2 oyunu listesinin 7. sırasında kendine yer buldu.[3] God of War III'ün yayımlanmasından kısa bir süre önce God of War, PlayStation 3 için 17 Kasım 2009'da, Kuzey Amerika'da, yenilenmiş grafikleriyle God of War Collection adı altında piyasaya sürüldü.[4] 18 Mart 2010'da Avrupa, Avustralya ve Japonya'da, God of War III: Ultimate Trilogy Edition adıyla yeniden yayımlandı. God of War Collection ve God of War III: Ultimate Trilogy Edition 29 Nisan 2010'da Avustralya'da, 30 Nisan 2010'da Birleşik Krallık'ta satışa sunuldu.[5] God of War Collection 'ın Birleşik Krallık dışındaki Avrupa ülkelerinde yayımlanacağına dahil bir herhangi bir bilgi ise verilmedi.[6].

God Of War II:God of War 2 serinin birinci oyunundaki çizgisini yakalıyor. Ortamlar
tamamen Yunan Mitolojisinden alıntı mekanlarda geçiyor. Aynı birinci
oyunda olduğu gibi mekan tasarımları üzerinde çok çalışılmış ve büyük
bir başarı yakalanmış. Oyunda varacağınız ortamların arka planlarındaki
ufak detaylardan, kırıp parçalayabileceğiniz küçük vazolara kadar her
şey mistik bir havaya sahip. Oyunun bazı sahnelerinde devasa yapıları
veya heykelleri daha ihtişamlı görebilmemiz için kamera karakterimizin
etrafında dönüyor ve bizim de ağzımızı bir karış açık bırakıyor.
Karşınıza çıkacak yaratıklar ve düşmanlar da mitolojiden fırlamış
korkunç tipler. Her bir yaratık özenle hazırlanmış ve oyundaki gerilimi
arttırmak için mümkün olduğunca korkunç hale getirilmiş. Mesela vahşi
bir köpek bile vücudundan çıkan sivri kemikler, kanlı ve çarpık bir
suratla olması gerektiğinden çok öte bir hal almış. Oyundaki tüm
düşmanlar birbirinden güzel görsellere sahip. Bir çok yep yeni karakter
ve yaratıklar yaratılmış olsa da ilk oyundan bildiğimiz bazı düşmanlar
bu oyunda da karşımıza çıkıyor. Fakat onlar bile değiştirilmiş ve
detaylandırılmış.
Birinci oyundan hatırlayacağınız gibi tüm bu saldır-parçala-ilerle oyun
düzenine rağmen bazı bulmacalar da oyuna renk katıyordu. God of War 2
bu konuda da dolu ve yep yeni. Gerçi bazı bulmacalar fazlasıyla kolay
olsa da zorlayacak bir kaç bulmaca var diyebilirim. Bilmeyenler için,
oyundaki bulmacalar genelde, taşıyabileceğiniz bazı kaya veya
sütunları, bazı sistemlerin üzerine yerleştirerek açacağımız
kapılardan, bir kolu döndürerek çevirebileceğimiz sistemlerden vs.
oluşuyor. Oyunun zorluk seviyesi çok güzel ayarlanmış ve her oyuncunun
hoşuna gidecek değişik zorluklarda bulmacalar koyulmuş.

Oyunda karakterimiz Kratos'un agresifliği tüm oyuna yansıyor ve bol bol
kan ve şiddet içeren sahneyle karşılaşıyoruz. Bir düşmanı
silahlarımızla biçmenin yanı sıra bazen dev kollarımızla kollarını
koparabiliyoruz ya da vücutlarını ortadan ikiye yarabiliyoruz. Genelde
bu tarz hareketleri rakibimizin üzerinde çember işareti çıktığında
çember tuşuna basarak yapabiliyoruz. Tuşlar mevzusuna gelmişken oyunda
bazı hareketli yakın çekim sahnelerde ekranda çıkan tuş
kombinasyonlarını yaparak düşmanımızı öldürüyoruz. Bu tarz sahnelerde
genelde tuş kombinasyonunu başaramadığımızda rakibimiz bizi üzerinden
atıyor ve hasar veriyor. Aynı birinci oyunda olduğu gibi bu tarz
sahneler sıkça karşınıza çıkacak ve yüzünüzü güldürecek. Genelde oyunda
X tuşu ile zıplıyor, kare tuşu ile hafif saldırı, üçgen tuşu ile ağır
saldırı ve çember tuşu ile rakibi tutma işlevlerini
gerçekleştirebiliyoruz. Oyunda zıplarken havadayken tekrar X tuşuna
basarak daha yüksek yerlere zıplayabilirsiniz. Ayrica oyunun bir
noktasından sonra Kratos kısa süre havada süzülmemizi sağlayan
kanatlara sahip oluyor. X tuşu ile zıpladıktan sonra basılı tutarak
kanatları kısa süreli de olsa açabiliyoruz. L1 tuşu ile savunma
yapıyoruz. Aynı zamanda oyunun ilerleyen kısımlarında sahip olacağınız
kola takılan bir zırh da L1 tuşu yansıtıcı görevi görüyor. Bu şu demek
oluyor, mesela rakibiniz bir alev topu fırlatıyor size doğru, tam size
çarpacağı anda L1 tuşuna basarsanız kolunuzdan sekip rakibe geri
dönüyor alev topu. Birinci oyundan bildiğiniz gibi büyülerimiz var ve
büyüleri yine yön tuşları ile değiştiriyoruz ve büyü kullanmak için
L2'yi kullanıyoruz. Oyunda sık sık karşılaşacağınız kapıları açma ve
bir şeyleri taşıma gibi işlemleri R1 tuşu ile yapıyoruz. Oyunda
silahlarınızın güçleri arttıkça değişik kombolar yapma şansınız oluyor.
Bu komboları silahları geliştirdiğinizde ekranda görebiliyorsunuz.

Silahlar ve büyülerin dünyası
Oyunda sandıklar ve Save noktaları kritik bir önem taşıyor. Karşınıza
çıkacak olan sandıklarda 4 değişik renk Orb kazanabilirsiniz. Yeşil Orb
enerji veriyor. Mavi Orb büyü gücü veriyor. Kırmızı Orb silah ve
büyülerinizi güçlendirebileceğiniz puanlar veriyor ve son olarak da çok
nadir karşınıza çıkacak olan sarı Orb oyuna yeni eklenen 'Rage of the
Titans' özelliği için güç veriyor. 'Rage of the Titans'ı
kullandığınızda kısa bir süreliğine alevler içerisinde muhteşem bir güç
ile donanıyorsunuz ve verdiğiniz hasar artıyor. Bu özellik sadece sarı
Orb ile değil düşmanlarınızla dövüştükçe zamanla da doluyor.

Birinci oyundaki ana silahımız zincirli kılıçlarımız bu oyunda da
'Athena's Blades' olarak silahlarımız arasında ilk sırada. Oyunda daha
sonra edineceğimiz üç silah var. Birincisi 'Barbarian Hammer', ikincisi
'Spear of Destiny' ve son olarak da oyunun sonlarına doğru elde
edeceğimiz 'Blade of Olympus'. Start tuşu ile geleceğimiz ekranda hem
silahlarımızı hem de büyülerimizi kırmızı Orb'lardan aldığımız
puanlarla geliştirebiliyoruz. Silahlar geliştikçe bazı kombo hareketler
sağlıyorlar. Oyun sırasında sadece bir silahı Athena'nın kılıçlarına
alternatif olarak taşıyabiliyoruz. İstediğimiz zaman R2 tuşu ile
'Athena's Blades' veya ikinci silahınızı hızla değiştirebiliyorsunuz.
İkinci silahı seçmek için yine Start menüsüne gidip çember tuşuna
basıyoruz.

Oyundaki büyülere gelecek olursak eğer, dört değişik büyü yön tuşlarına
atanıyor. Aynı silahlar gibi büyüleri de kırmızı Orb'lardan
kazandığımız puanlarla geliştirebilir ve değişik kombolara sahip
olabiliriz. İlk oyundaki büyülerle aynı şekilde çalışan ve oyunda
ilerledikçe karşınıza çıkacak olan büyüler şöyle;

Typhon's Bane - L2 tuşuna bastığımızda elimizde büyülü bir yay beliriyor ve düşmanlarımıza kare tuşu ile ok yağdırabiliyoruz.

Crono's Rage - L2 tuşuna bastığımızda düşmanlarımıza elektrik akımı verebiliyoruz.

Head of Euryale - L2 tuşuna basılı tutarak Euryale'nin kafasından çıkan yeşil aura ile düşmanlarımızı taşa çevirebiliyoruz.

Atlas Quake - L2 tuşuna bastığımızda düşmanlarımıza ağır hasar veren ve aptallaştıran bir deprem yaratabiliyoruz.
PS2'nin son efsane oyunuGod of War 2'yi bitirdiğinizde yüzünüzdeki kocaman gülümsemenin yanı
sıra oyunu tekrar oynama isteği geliyor. Çünkü oyunu bitirdiğimizde
Titan adındaki zorluk seviyesinin yanı sıra 7 seviyeden oluşan
'Challange of the Titans' adındaki mini oyunu açılıyor. Ayrıca oyunu
bitirdiğiniz zorluk seviyesinde tekrar oynarsanız, bazı yeni özellikler
karşınıza çıkıyor. Bunları oyunu daha önce oynarken değişik şekillerde
bularak kazanıyoruz. Bunlara 'Urn' deniyor. Oyundaki 6 tane Urn'ü elde
etmek için oyunun belirli yerlerindeki bazı gizli şeyleri bulmanız
gerekiyor. Oyunu bitirdiğinizde açılan şeyler bunlarla da kalmıyor.
Oyundaki tüm ara demoları - her biri tek kelime ile muhteşem -
izleyebileceğiniz bir bölüm açılıyor. Eğer cesaretiniz varsa Titan
seviyesinde de oyunu bitirirseniz bir de ekstradan 'Arena of the Fates'
adında çok zor başka bir mini oyun açılıyor. Ayrıca eğer 2 disklik God
of War 2'yi almışsanız ikinci diskte oyunun yapım aşamalarını, karakter
ve mekan tasarımlarını ve bir çok söyleşiyi izleyebilirsiniz.

God Of War III:Dikkatinizi çektiyse ortada oğlun babayı, babanın da oğlunu öldürme girişimi mevcut. Aslında Zeus da aynı kaderi paylaşmıştı. Babası Kronos (Zaman Tanrısı), doğan çocuklarından birinin yerine geçeceğini bir kehanet sayesinde duymuş ve doğan bütün bebeklerini yutmaya başlamıştı. Annesi Rhea ne yapmış, ne etmiş, Zeus’u kundağından almış ve yerine taş koymuştu. Kronos çocuğunu yediğini düşünerek kandırılmış ve Zeus’un hayatı kurtulmuştu. Sonradan Rhea, oğlunu Girit’e kaçırır ve su perileriyle oğlunu büyütür, Girit ise Zeus’a kol kanat gerer. Zeus büyür, babasına ve Titan'lara karşı savaşır, başarılı da olur. Kronos’tan yuttuğu bütün çocukları geri öğürmesini ister. Kurtulan çocuklar bugünkü Yunan tanrıları olurlar. Şimdiyse tarih tekerrür etmekte ve Kratos babasını öldürmeye çalışmaktadır. Yeri gelmişken belirteyim, Yunan Mitolojisi'nde Kratos diye bir karakter yok. Baba ve oğlun birbirini öldürmeye çalışması teması ise Türk Mitolojisi'nde de bolca işlenmiştir. En ünlüsü ise Karahan ve Oğuz Kağan arasındaki rekabettir.Neys,e siz uyumaya başlamadan hemen oyuna girelim. Hikaye GoW2’de kaldığı yerden o kadar hareketli bir şekilde GoW3’te başlıyor ki kendinizi Gaia’nın sırtında, Olimpos’a tırmanırken büyük bir savaşın içinde buluyorsunuz. Bu ilk bölümü hiç takılmadan geçerseniz 20 dakika da bitirebilirsiniz. Bitirdikten sonra şunu anlayacaksınız: Aslında oyun yeni başlıyor. Bütün bu yaşadığınız savaş çılgınlığı aslında oyunun hikayesine girmek ve sizi ısıtmak için önden soğuk tabak servisi yapılması gibiymiş... Gaia’nın sırtında yukarı tırmanırken kamera açısı sürekli değişiyor fakat bu hızlı değişiklikler o kadar ustaca birbirine bağlanmış ki başınız dönmüyor, aksine içinde bulunduğunuz savaşın büyüsüne kendinizi kaptırıyorsunuz. Bu ara bölümün sonunda Gaia’nın sırtında Poseidon ile savaşıyor ve Gaia’nın yardımı ile denizlerin tanrısını avatarından koparıp insan formuna döndürdükten sonra, harika hazırlanmış bir dövüş sahnesi eşliğinde koskoca Poseidon’un ağzını burnunu kırmak sureti ile onu öldürüyoruz. Oyunun bu sahnesi çok hoşuma gittiği için özellikle anlatmak istiyorum. Bu dövüş sahnesini Poseidon’un kafasındaki bir kameradan izlediğinizi hayal edin, gözünüzün önünde Kratos var ve size amansızca vurup oradan buraya savuruyor sizi. Tabii ki oyuncu olarak bize düşen görev, ekranda aniden beliren tuş sıralamasına zamanında basarak Poseidon’a temiz bir dayak atmak. Bu sahnelerde sol elimle yeğenimin gözünü kapatıp sağ elim gamepad'de oyunu oynadım. Vahşet seviyesini tahmin edin...

Poseidon aradan çıktıktan sonra Kratos büyük bir hınçla Zeus’un makamına çıkar. Ne oluyor, ne çabuk birbirleriyle savaşmaya başladılar derken baba çok öfkelenir ve kızgın gökyüzünün bütün hışmından aldığı yıldırım ile Kratos’a saldırır. Gaia ile beraber Olimpos’tan aşağıya düşmeye başladığımızda, Gaia’nın aslında bizi kullandığını öğreniyoruz. Tutunmamıza yardım etmiyor ve biz de Hades’in yeraltı krallığına uçuyoruz. Oyun da asıl bu noktada başlıyor.Önceki oyunlardan yabancı olmadığımız sandıklar ve düşmanları öldürünce parlak noktaların çıkması geleneği aynen devam ediyor. Kırmızı ile silahları güçlendirip yeni özellikler kazanırken, mavi olanı bir nevi mana görevi görüyor ve kısıtlı sayıdaki büyü tipinde hareketler yapmamızı sağlıyor. Yeşil olan ise canımızı dolduruyor. Oyunda biraz ilerledikten sonra altın renginde noktaların da sandıklardan çıktığını göreceksiniz. "Blade of Olympus" denen silahı aldığınız zaman dövüştükçe sağ altta beliren GoW logosu parlamaya başlayacak ve belli bir seviyeye geldiğinde Blade of Olympus’u kullanıp düşmanlara çok kısa bir süreliğine anormal hasar verebileceksiniz. Bazen açtığınız kutulardan çıkan altın renkli haleler bu gücü doldurabiliyor.Bilmiyorum siz ne düşünürsünüz ama GoW3’te sürekli düşük seviyeden yaratıkların önceki serilere göre akmadığını hissettim. Bunun yerine oyuncuyu daha çok mücadele ettirecek güçlü yaratıklar konulmuş gibime geldi. Onu bunu ittirerek çözdüğümüz ufak bulmacalardaki sayıda da artış var. Kafanızda yanlış bir fikir oluşmasın; bu dediklerim hikaye örgüsüne o kadar başarı ile oturtulmuş ki hiç sıkılmadan "acaba şimdi ne olacak" diye oynaya oynaya gece yarılarına kadar vakit geçiriyorsunuz.
Oyunda "mini boss" tadında düşmanların sayısı arttı demiştim. Bunlar genelde teker teker gelmiyor ve çok kuvvetli vuruyorlar. Bu noktada "dodge", yani yerden yuvarlanarak kaçma hareketi müthiş önem kazanıyor. Çünkü ister tanrılara karşı olsun, ister mini boss’lara karşı savaşırken olsun işin bütün püf noktası doğru zamanda düşmanın hareketinden kaçmak, doğru zamanda yeteri kadar vurmak ve yine kaçmakta bitiyor. İşin bütün esprisi bu... Eğer Kratos’un birbirinden güzel kılıç hareketlerine kendinizi kaptırıp kombo yapacağım diye gaza gelirseniz karşı saldırıya uğramak garanti. Bu da çok değerli canınızı büyük miktarda azaltıyor.Artık İkarus’un kanatlarını taşıyoruz. Bu kanatlar çok yüksekten ileriye doğru yavaşça süzülmeye yardımcı oluyor ki ulaşılamayan çoğu noktaya bu şekilde varılabiliyor. Başka bir yeni silah ise "Bow of Apollo". Seri şekilde ok atmaya yaramasının yanı sıra şarj edildiği taktirde yanan koca bir ok ile düşmanı alevler içinde bırakabiliyor. Ayrıca bazı noktalarda yolu tıkayan kırmızı renkli dallar da sadece Apollo’nun Yayı sayesinde yakılabiliyor. Savaş için çok faydalı olmayan bir silah.

Oyunda gizli mekanlar mevcut ama yerleri o kadar kolay bulunuyor ki çok büyük dikkat vermeye gerek yok. Buralardan genelde içinden Eye of Gorgon (Toplam can barınızı arttırır.), Phoenix Feather (Toplam mananızı arttırır.) ve Minotaur Horn (Silahların verdiği hasarı arttırır.) gibi zor bulunan eşyaları içinde saklayan sandıklar çıkıyor. Bulmacaları çözmenize yardımcı olacak eşyaların önünde beyaz bir yıldız parladığından bunları çözmek çok zor değil. Genelde onu bunu ittir, hızla bir yere koş ya da bir yerden bir yere zamanında atla hareketleriyle bezeli bulmacalar zekayı kullandırttığı kadar el becerinizi de zorluyor. Bazı bulmacaları çözünce ya da gizli yerleri bulunca toplamda 36 adet olan trophie'leri teker teker açıyorsunuz. Bazılarına örnek vermek gerekirse: “Mr. Hand”, Hades’in gizli odasını bulmanızı istiyor ama gün gibi ortada olduğu için nesi zor, anlayamadım. “Releasing the Floodgate” ise Poseidon’u öldürdüğünüzde açılıyor.Oyunda eskisine nazaran çok daha fazla etkileşime girilebilecek eşya ve çevresel faktör var. Oradan buraya zıplamak için ip, kendi zincirlerimiz, uçan harpiler ve kanatlarımız gibi aracıları kullanıyoruz. Oyun bu konuda hangi tuş sıralamasını kullanmanız gerektiğini ekranda belirterek gayet yardımcı oluyor; çünkü GoW3’te ciddi şekilde fazla tuş kombosu var. Kratos’un artık iyice vahşileştiğini belirtmeden edemeyeceğim. Eline düşen adamın canına okuyor. Tabii ki bu yüzden yakınmıyorum; oyunun hızına, akışına destek veren en önemli faktör olan dövüş sahnelerinin yaratıcı şekilde hazırlanmış olması muhteşem. Kratos her düşmanı birbirinden farklı koreografiler eşliğinde ortadan kaldırıyor ve bu konuda size geniş bir "Fatality" yelpazesi sunuyor.Grafikler ve atmosfer çok iyi hazırlanmış ama oyun çıkar çıkmaz yamalanacağından eminim; çünkü oynarken ilk üç saatimde iki büyük hata ile karşılaştım. Birincisi Bow of Apollo’yu aldığım mekanda, normalde başka türlü içine girmem gereken bir odaya duvardaki grafik hatasından girdim ve bir daha çıkamadım. İkincisi ise Hades’in mekanında elinde koca balyozlar olan heykellerin olduğu yolun sonunda çıkabiliyor. İçinden geçmeniz gereken mağara, grafik hatasına boğuluyor ve bir şey göremez oluyorsunuz. Bunu aşmak için o bölümün başına kadar geri koşun, sonra tekrar mağaraya koştuğunuzda hatanın ortadan kaldığını göreceksiniz. Bu birkaç hata sözü bile edilmeyecek ufak ayrıntılar. Büyük bir hayran kitlesine sahip, uzun süreden beri beklenen God of War III ortalığı yıka yıka Olimpos’u devirmek için savaşı ayaklarımıza getirdi. PlayStation 3’ün nimetlerinden büyük ölçüde faydalanarak, görsel şölen eşliğinde ve içi entrika dolu bir maceraya davet ediyor. Serinin önceki oyunlarına nazaran çok daha dengeli dövüş, bulmaca ve hikaye örgüsü ise bu senenin kesinlikle oynanması gereken oyunlarından biri olduğunu üstüne basarak belirtiyorum.

Yeğenimi Deniz’i unuttum. Bakalım ne diyor?
- “Dayı büyüyünce Kratos olucam!”
Eyvah eyvah...

Daha sert, daha kanlı, daha hareketli, daha entrikalı, daha acımasız bir Kratos ile GoW3 tam bir görsel ve macera şöleni sunuyor. Serinin önceki oyunlarını aratmayan, kavga dövüş olayının dozunun iyice arttığı, her manada “daha” bir oyun. Genelde serilerin devamı olan oyunlara yüksek puan vermem ama GoW3 bunu fazlası ile hak ediyor.

Ekran Görüntüsü İçin Tıklayın

ƁƲƓüƝ รเtє๓เzє 8 ziyaretçi (19 klik) ӄɨ̇şɨ̇ ʐɨ̇ʏǟʀɛȶ ɛȶȶɨ̇
rancourklan.tr.gg
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol