HOME FRONT
~HOME FRONT~Çok fazla klişeyle dolu film çekilmiştir Amerika Birleşik Devletleri'nin işgalle karşı karşıya olduğu. Uzaylılar bile en çok Amerika'yla uğraşır. Bu sefer Kuzey Kore, Amerika Birleşik Devletleri'nin topraklarını istila ediyor ve Homefront'ta bir Amerikan direnişçisi olarak görev alıyoruz. Bakalım bu hikayede sıradanın dışında neler bulacağız ve bizi nasıl bir oyun bekliyor. Cevaplarını OyunSitesi.com Homefront önincelemesiyle bulmaya çalışacağız.
Hikayemize bir odada gözlerimizi açarak başlıyoruz. Odanın içine sızan güneş, toz parçacıklarının uçuştuğunu gösteriyor bize ve karakterimiz pencereye doğru yaklaşıyor. Manzarayı izlemeye fazla vakit olmadan kapının yumruklandığını duyuyoruz. Telaşlı adamlar gözüküyor kapıda ancak biz kapıya yaklaşana kadar bekliyorlar. Ardından aniden içeri dalıyorlar, bir subay ve iki silahlı adamıyla yüzyüze kalıyoruz. Kısa bir sorgunun ardından bu adamların hiç şakasının olmadığını anlıyoruz ve yediğimiz bir kabza darbesinden sonra merdiven boşluğuna atılıyoruz.Ardından görüntü bulanıklaşıyor, bu halde bizi bekleyen ve mahkum nakli için kullanılan o tipik sarı Amerikan okul otobüsüne doğru götürülüyoruz. Etrafta insanların zorla diz çöktürüldüğünü görüyoruz. Otobüsteki yerimize geçtikten sonra yolculuğumuz başlıyor. Fiziksel olarak etkisiz hale getirilmişiz ve sadece boynumuzu uzatıp etrafta olup biteni görebilecek konumdayız. Dizlerinin üzerinde, elleri başlarının arkasında idamlarını bekleyen insanları görüyoruz. Ebeveynlerinin ölümüne şahit edilen çocuğu, başına çuval geçirilen kurbanı, kaçmaya çalışan bir mahkumu ve kanlar içinde yere yığılışını izliyoruz.
Bu dehşet verici açılıştan sonra sizin başınıza neler geleceğini düşünmeye başlayabilirsiniz. Tabii ki yolculuğun sonuna gelmiş olamayız. Kaos Studios bu kendimizi güçsüz hissettiğimiz atmosferi, savaşın gerçekliğini hissetmemiz için tasarlamış. Oyun 2027 yılında Kuzey Korelilerin Amerikanın batı yakasını neredeyse tamamen kontrol ettiği bir ortamda başlıyor. Oyunun bir FPS için oldukça geleneksel bir biçimde başladığı da söylenebilir. Yine de etkili olduğunu kabul etmek gerekir.
Oyun, içinde bulunduğumuz otobüse başka bir aracın çarpması ve iki direnişçinin kore askerlerinin öldürüp bizi serbest bırakmasıyla başlıyor. Bundan sonrasının hikaye detaylarına fazla girmeyip, biraz da oyunun mekaniğinden bahsedelim. Modern Warfare veya Halo'daki gibi süper askerler yerine, oyuncular bu oyunda sıradan, askeri taktikler konusunda bilgisi olmayan bir insanın nasıl davrnacağı fikrini uygulamak istemiş Kaos Studios. Bu iddialarını öğrendikten sonra oyunda, bir sivilin yaşayacağı savaş şoku ya da kötü nişancılık, yeteneklerimiz çerçevesinde uygulayacağımız taktiklere açık olması gibi özellikler bekliyoruz. Ancak beklentimiz boşa çıkıyor. Çünkü oyunun kontrolleri, hareket kabiliyetimiz, düşman hacmi FPS oyunlarının özünde olandan farklı değil. Kameranın hareketlerinde hiç bir çekimserlik veya silahlara yeni olduğumuza dair efektler yaratılmamış. İlerlemek için öldürmeniz gereken düşman miktarı ise henüz oyunun en başında biraz fazla.
Oyunda ilginç olabilen durumlardan biri, cephane kıtlığı yaşıyor olmamız. Silahları ölmüş düşman askerlerinden toplamamız gerekiyor çoğunlukla ve onların da silahlarında fazla mermi olmuyor genelde. Oyunun böyle tasarlanmış olmasındaki temel sebebin, başından beri içinde bulunduğumuz umutsuz ortamın güçlendirilmesi olduğu düşünülebilir. Çünkü bu sınırlama, savaşırken kullandığınız taktikleri şekillendirmenize sebep olduğu gibi kısıtlanmış olduğunuz hissini de sürekli olarak korumanızı sağlıyor. Oyunda Goliath denen bir aracı kullanıyoruz. Makineli tüfek ve uzaktan kontrollü füzelere sahip bu araçta otomatik ateş eden tüfeğin üzerinde kontrolümüz olmasa da füzeler bizim kontrolümüzde. Bu silah sayesinde Kore zırhlı araçlarını yok edebiliyoruz.
Oyunun multiplayer özelliklerinden de bahsetmeden geçmeyelim. Geçtiğimiz yıllardaki FPS oyunlarında dikkat çekici bir şekilde RPG esinlenmeleri gördük. Oyuncular tecrübe puanları kazandıkları bu oyunlarda, silahlarına eklentiler yapmak için belli seviyeleri aşmak durumundaydılar. Homefront'la beraber oyunun geliştiricisi Kaos Studios bu akıma yeni bir yaklaşım getirmek istemiş. Biraz daha açarsak, oyunun uzun süreli upgrade seçeneklerinin yanısıra kısa süreli sonuçlar da getirmiş. Modern Warfare'den sonra çıkmış çoğu shooter oyunundaki gibi Homefront'ta da deneyim puanı kazanacak ve yeni silahlarınızı puanınıza göre açabileceksiniz.Ancak oyunun değişik puanlama sisteminden ötürü, savaş alanında yaptığınız her hamleyi kontrol etmeniz gerekecek ve hangi yeni silahları nasıl kullanacağınızı tartmanız gerekecek. Oyunda takımınızın kazanması için yaptığınız her hamle size puan kazandırıyor. Bu savaş puanları savaşta kullanacağınız özel ekipmanları açan anahtar görevi görüyor. Dolayısıyla, örneğin kullanacağınız insansız keşif aracını bir kez kullanmak için 250 puan harcıyorsunuz. Ancak yeterince şanslıysanız ve yeterince düşman yeri belirlerseniz, harcadığınız puan size geri dönüyor. Ayrıca bir sonraki ölümünüze kadar puanları biriktirip, yeniden doğduğunuzda nerede doğacağınızı seçerken puanlarınızı harcayabilirsiniz. Bu sayede takımınıza oyunu kazandıracak stratejik hamleyi de yapma şansına sahip olabileceksiniz. Dolayısıyla kısa zamanlı ve uzun zamanlı ödüllerin hesabını dikkatle yapmanız gerekebilir.
Oyunun iki adet multiplayer modu var. Bunlar Team Deathmatch ve Ground Control. Team Deathmatch kısmında her zaman olduğu gibi iki takım birbiriyle çatışıyor. Ground Control'da ise, oyunda ilerleyerek kontrol noktalarını ele geçirip haritanın yeni bölgelerini açtırmanız şeklinde gelişiyor. Bu standart modları Battle Commander adı verilen bir sistemle oynamanız mümkün. Bu sistemde, takımınız içerisindeki başarınıza göre yıldız derecesine sahip oluyorsunuz. Örneğin beş yıldızlı bir dereceye ulaştığınızda, rakip takımdakiler bunu görüyor ve buna göre davranıyorlar. Bu mod kesinlikle hem deneyim puanlarınızı nasıl harcadığınızı hem de savaşma stratejinizi değiştirmenize yol açabilir.
Oyun İçi Görüntüler
